29 Aralık 2010 Çarşamba

bir kadın vardı çok uzaklarda.....

Neydi bizi böyle delicesine bağlayan... Zaman bir çığ gibi geçip giderken, bizi sımsıkı tutup; hayallerimizi, tutkularımızı, heveslerimizi yaşamamıza engel neydi.... Egomuz muydu... arkadaşlarımız mıydı.... ailemiz miydi yoksa her yapamaklarımıza bahane gösterdiğimiz.... kimdik biz? neydik? ne için gelmiştik ?? ne yapacaktık da yapamadık.. Belli ki takıldık kaldık bir yerlerde.. Sorsalar, tüm dünyayı kurtaracaktık hani, hani istesek yapardık...? Ne zaman unuttuk kendimize verdiğimiz bu sözleri.. Ne zaman yarım bıraktık hayallerimizi...

Ey sevgili,tek üzüntüm, beni yanlış tanıdın... Yani ben, yanlış tanıttım kendimi sana... Ben, ben değilim aslında, benim içimde ne volkanlar var, patlamak isteyip de patlayamayan... içimden çıkmak isteyip de çıkamayan bir kız var, yıllar önce prangaladığım, yüreğimde... koşup gitmek istiyor uzaklara... ama yapamaz... çünkü artık özgür bıraksam da o kızı -ki yapamam.. o da gidemez... yok cesareti... O kadar korkak.. çıplak.. ve savunmasız bir zavallı ki...

Sen beni tanımadın yabancı... ben , ben değilim... yüzyıllar geçmiş gibi yaşlı ve hiç kimsesi yokmuşcasına yapayalnız içimdeki kız... artık gidemez hiç bir yere yabancı...  rahat yum gözlerini uykuya, dinlen, gözün arkada kalmasın... o kız sana bağımlı, her zaman baktığın yerde duruyor olacak yabancı bunu bil...

kimdi o? ne için gelmişti bu dünyaya, unuttu... bir şeyler yapma çabası, aslında bundan... içinde kalan son umut çırpınışları... boğulacağını bile bile bir insanın son kez nefes almak için son bir gayret çırpınması gibi... sonucu bilsen bile, bir umut... işte o son umut belkide aldıktan sonra son nefesini, güç kazanır çıkarsın kıyıya... ama işte umut, bunu düşündüren, milyonda trilyonda bir ihtimal bile olsa, o niye ben olmayım dedirten... ama o kız biliyor çıkamayacağını... her gün son nefesini alırcasına çırpınıyor girdiği kafesten çıkmak için ama aldığı nefes ciğerlerini yakıyor... orda kalmanın daha yaşanılabilir olduğunu sanıyor zavallı... yürümemiş ki hiç... koşmamış... kısılıp kalmış oracık da... adını seslensen bakamaz, bakmaktan korkar... bitkin.. ağlayacak bile göz yaşı kalmamış, hem ağlasa ne değişecek ki... ağlasa kendini kandırır.. neye ağlıyor yapamadıklarına mı, yapsın o zaman... gidemediği yerlere mi, gitsin! kim tutuyor... sevemediklerine mi, koşsun! sarılsın!öpsün!.. ne engeli var? engeli bulsa, çözecek gücü varmı ? önemli olan bu! o engeli kaldırmak için yeterince istek varmı?

Yok!....

Çünkü, uyuştu artık... ılık suya atılmış kurbağa gibi, yumuşadı.... tüm refleksleri tamamen tükendi... boşluğa bile bakmıyor.... durup düşünmüyor ki boşluğa dalsın.... gözleri açık, olan bitene sadece bakıyor, görmüyor gerçekleri.... bi hastalık gibi vucuduna sarıp sarmalanan uyuşukluktan kaçamıyor... ne yazık... oysa ne ümitleri vardı onunda... ne hayalleri vardı... aslında belki de hiç hayal kurmamıştı... yoktu hayali.. hayali olmayan insan ne yapabilir ki? istediği bir şey yoksa, nasıl harekete geçer... niye böyleydi acaba... nerde kodlanmıştı böyle? hiç bir şey hayal etmemesi gerektiğini kim söylemişti ona... bir cümleyle tüm hayatını siyah beyaz bir görüntüye... hatta sadece siyaha ceviren kimdi? kim olduğunu bulsa ne değişirdiki... değişirmiydi hayatı? yaşamadıklarını yaşamak için zamanı varmıydı? nasır tutmuş kalbi, heveslenirmiydi korkmadan, kıpır kıpır olurmuydu ki? ümidi yoktu aslında... belkide yaşayacaklarına gücü yoktu... bidaha ne yaşayacaktı şimdi silbaştan... herşeyini tüketmişti artık... koku bile almıyordu... ne garip.. koku bile almıyordu.... yaşamın kokusu gelmiyordu burnuna... eskiden gelirdi.... çok eskiden... çocukken ve hayalleri varken... deniz o kadar güzel kokardı ki.. hele yüzüne vuran rüzgar, nasıl ürpertirdi tenini, nasıl alır götürürdü, sıkıntısını dertlerini.. tabi çok derdi varmış gibi.... ohh derdi.... ohhhhh... hayat ne güzell.... artık diyemiyor...

Gözleri gerçek, dudakları yalan söylüyor... gerçekten bakan, içindeki yalnız kadını kolaylıkla görür ama...  bakmak istemiyor.. çünkü bakarsa... o da, kendi içindeki esiri göreceğinden korkuyor.....

22 Aralık 2010 Çarşamba

21 Aralık 2010 Salı

H&M'de indirim bugün başlıyor.....




Evet yanlış duymadınız! Bugün, birazdan... saat 10:00 da İstinye Park, HM'de indirim başlayacak..

İnci Outlet


Geçen sezon İnci de beğendiğiniz ayakkabının numarası kalmamıştı, çizmenin ise istediğiniz rengini bulamamıştınız.. Evet benim de başıma geldi... Ama çaresi var.. :)

http://www.incideri.com.tr/ 'ye giriyorsunuz...

Outlet bölümünden aradığınız ve bulamadığınız ürünü buluyorsunuz, yok yine mi bulamadınız, o zaman uygun fiyat ve inci kalitesiyle başka şeyler beğenip alıyorsunuz.. işte bu kadar kolay... :)
70 Tl üzerinde kargo ücreti ödemiyorsunuz ve max7-10 gün içinde ürününüz elinizde a pardon ayağınızda oluyor :) 




Ben, dün kendime bu çizmeyi sipariş ettim.. Bu modelin en çok sevdiğim yönü, biz bayanların bize acı çektiren yüksek topuklarla dolaşmaya mecali kalmadığı günlerde, giyilebilecek rahatlıkta; derdimize deva olacak nitelikte olmaları.. Ama hepsi böyle değil tabi ürünlerin, işte size bir kaç model..
















Benden bu kadar, daha fazlası için İnci 'yi ziyaret etmeniz gerekiyor :)




20 Aralık 2010 Pazartesi

Eviniz için ne ararsanız Euroflora'da ...


Pazar günkü maceram bitmedi; İstinyePark' tan çıktığımız gibi kendimizi
Euroflora' da bulduk,sizin de eviniz için istediğiniz herşeyi bulabileceğiniz bir yer burası...

***

Şuan da her yerde tema tabiki yeni yıl !!
bende yılbaşı ağacıma çok şirin süsler aldım... Evde yeşil çiçekleri çok sevdiğim için; yıl başı öncesi ve sonrası, toplamda 2 aya yakın bir süre yılbaşı ağacımı kaldırmıyorum köşesinden :))
 Dolayısıyla ne kadar süslesem de yetmiyor benim için...
Bu küçük şirin meleklerin bir boy küçüklerini ve bir sürüsünü aldım :))
evde melek figürleri bana huzur verir her zaman... ağacımada huzur versinler öyle değil mi?




Holly Berry denilen bu kırmızı meyveler beni herzaman cezbetmiştir, yılbaşının vazgeçilmezi olan bu ikonun yapay olanlarından 4-5 tane aldım ve ağacımın değişik yerlerine bağladım, çok şirin bir görüntü elde ettim, siz isterseniz uygun bir vazonun içinde de salonunuzun bir tarafında sergileyebilirsiniz,
bence çok eğlenceli duruyorlar...




Salonumda ağırlıklı altın-bakır karışımı bir renk hakim olduğu için
dekorasyonumu tamamlayacak büyük-küçük bir sürü mumlar aldım... Bu gördünüz top mumları aldığım günün akşamında izlediğim Çocuklar Duymasın dizisinin tekrar bölümünde gördüm, mumlarımı tv de görmek hoşuma gitmedi desem yalan olur :))


***



***



***

Ben magnetlere bayılırım, her gittiğim şehirden oranın en ünlü yerleşim yeri, doğal güzelliği yada tarihi eserinin minyatür magnet formatını kesinlikle almadan geçmem, bu alışkanlık keyif aldığım zamanları hatırlatıcı küçük objeler almayla da devam ediyor benim için... Eğer bir yerden keyif aldıysam ve orada güzel bir gün geçirdiysem, bir kez daha baktığımda bana o günü hatırlatacak küçük bir şey kesinlikle alırım oradan tabiki eğer satılıyorsa... :))

Eurofloradan çıkarkende kasanın yanında duran, bu hilal şeklindeki ayın üstünde oturan gelinle damat magneti hemen dikkatimi çekti ve hemen benim olduu :))


Buzdolabımın üzerine koydum ve dünden beri dolabımı her açtığımda görüp, ne güzel bir gün geçirdiğimi hatırlıyorum... :))




Size tavsiyem,

bir pazar gününüzü evinizi daha güzel hale getirmek için eurofloraya doğru bir rota çizin...


şimdiden keyifli alışverişler....



***





Pazar Günü İstinye Park ve H&M Keyfi...






İstinyePark'ı çok seviyorum, en çok sevdiğim mağazaları bir arada bulabildiğim neredeyse tek yer... Çok beğendiğim ve uzun zamandır Türkiye 'ye gelmesini beklediğim H&M 'nin gelmesiyle de benim için daha bir değerlendi burası... Evet Pazar günü H&m den neler mi aldımmm....




H&M 'nin Denim kolleksiyonu muhteşem parçalar içeriyor,
ben gardrobuma dar ve koyu renkli
 denim bir pantolon ekledim bile,
sizde tükenmeden alın demeyi çok isterdim ama
her gün evet her gün yeni ürünler geliyor mağazaya,
birini kaçırsanız bile başka çok güzel bir parçayı bulmanız kolaylıkla mümkün..





Ayrıca H&M' nin aksesuar bölümüne bayılıyorum,
çeşit çeşit küpeler, yüzükler, kolyeler,
tokalar ve daha bir çok çeşit aksesuarı H&M kalitesiyle Türkiye'de kolaylıkla bulabilmek
 benim ve eminim sizin için de çok sevindirici olmalı...


***





***

Bir de şirin mi, şirin tatlı mı tatlı bir şal aldım,
kare şeklinde kenar bölümlerinde güller, ortasında leopar desen olan bir şal...
Gülün masumiyetiyle; leoparın çekiciliği bir arada o kadar
uyumlu duruyor ki..

***

Şuanda resmini çekip buraya ekleyemiyorum
çünkü şalımın içinde olan poşetimle arkadaşımın poşeti karıştı
ve şuanda büyük bir heyecanla aldığım şalım,
 benim onu takmam için başka bir yerde beni bekliyor :(


 


***

Ve son olarak eşime de sezonun vazgeçilmez
 parçalarından olan bu hırkayı ve yine içinde gri ve siyah renkler olan istediği tarafı
çevirip kullanabileceği bir atkı aldım.. :)

***




***

Mutlu son :)) 

Yeniden dönüş...

Uzun zamandır sizi biraz ihmal ettiğimin farkındayım :(
 ama yokluğumu unutturacak
sizi hemen etkisi altına alacak deneyimlerimi
hemen aktarmaya başlıyorum...

eveeeeeett! ben neler mi yaptım, hangi filmleri mi izledimm,
kıyafet mi? Şal mı ? aksesuar mı ? kimm ? ben mi aldımm?
 evett hepsini anlatacağım....

***
hadi alın mis gibi kahvenizi,

*
keyifle okumaya başlayın beni ;)

7 Aralık 2010 Salı

Evde film keyfi yapıyoruz...


Hangimiz film izlemekten hoşlanmaz, ya da soruyu değiştirelim, soğuk bir kış günü yapılabilecek en iyi şey nedir?? Ben sinemeya gitmeye ya da izlemek istediğim film vizyondan kalktıysa DVDsini alıp evde izlemeye bayılırım, özellikle de içinde bulunduğum durumla yada zamanla ilgili filmleri izlemeyi çok severimm.. :)

Tam da yeni yıl yaklaşırken, havalarda soğumuşken, size evinizin sıcak ve rahat ortamında ailece ya da arkadaşlarınızla izleyebileceğiniz yeni yıl temalı filmlerin bir listesini oluşturdum... :)

Bir göz atmaya ve izlediklerinizi görüp geçmişe gitmeye, izlemediklerinizi görüp hemen
 almalı ve izlemeliyim demeye var mısınız ?

-Ben varım! ;)




A Cristmas Carol (Yeni Yıl Şarkısı)





Noel (Yeni Yıl)




The Family Man (Aile Babası)




How the Grinch Stole Christmas (Grinç)






Marley & Me  (Marley ve Ben)




Four Christmases  (Zoraki Tatil)







 Fred Claus (Fred Claus)






A Boyfriend for Christmas






Christmas with The Kranks (Çılgın Yılbaşı)






....Herkese İyi Seyirler....